Omurgamız, “omur” adı verilen 32-33 tane kemiğin üst üste dizilimiyle meydana gelir ve hareket sistemimizin en önemli destek elemanını oluşturur.
İlginç yapısı sayesinde otururken ve ayakta iken gövdemizi desteklerken, en sert ve ani hareketlerin dahi yapılmasına imkan verir. Omurlar bağlar vasıtasıyla birbirine sıkı sıkıya bağlı olup aralarında “disk” adı verilen kıkırdaklar bulunur. Bu yapılar sayesinde omurlar arasında normal şartlarda bir kayma olmaz ve tüm hareketleri kolayca yapabiliriz.
Yandan bakınca omurgada 3 tane eğrilik görülür. Bunlardan boyun ve bel bölgesinde olanlar içe doğru, sırt bölgesinde olan eğrilik ise dışa doğrudur. Omurgamız, bu eğrilikler sayesinde darbelere ve ağırlık kaldırmaya karşı dayanıklık kazanır. Omurlar arasındaki diskler , hareketler sırasındaki esnekliğin artmasını sağlar; böylece günlük yaşantımız sırasında hiç farkında olmadan pek çok zor işi yerine getirebiliriz. Ancak bazı hallerde omurgadaki bu sistemde aksaklıklar ve buna bağlı ağrılı problemler ortaya çıkabilir.
Örneğin boyun ve bel bölgesindeki kasların uzun süre aynı pozisyonda kalması sonucunda kasların iç gerginliği artar ve omurganın o bölgedeki eğriliği giderek azalmaya başlar. Uzun süre aynı pozisyonda oturmak veya çalışmak, sürekli ağır kaldırmak, öne eğilerek iş yapmak veya ağır kaldırmak gibi zorlayıcı pozisyonlar nedeniyle kaslarda gelişen spazmlar disklerin içindeki basıncın da artmasına neden olur. Böylece bel ve boyun bölgesinde düzleşme meydana gelir. Omurganın düzleşmesi, uzun dönemde o bölgedeki disklerin yapısının bozulmasına yol açar ve bir süre sonra bel fıtığı ya da boyun fıtığı gibi daha ciddi ağrılı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
Bel ve boyun bölgesindeki düzleşmelerin en önemli belirtisi bölgesel ağrılardır. Boyun düzleşmesinde kronik baş ağrıları da olabilir ve hastalar sürekli ağrı kesici ilaç kullanma ihtiyacı hisseder. Bel-boyun ağrıları özellikle oturup kalkarken ve öne eğilerek yapılan hareketler sırasında artar, zamanla süreklilik kazanır. Erken dönemde tedavi edilmeyen durumlarda ise bel ve boyun fıtıkları ortaya çıktığından kollarda ve bacaklarda oluşan ağrılar durumun daha da kötüleşmesine neden olur.
Bel ve boyun bölgesinde fıtık oluşmasını önlemek ve bu bölgelerin dejenere olmasını yani kireçlenmesini engellemek için erken dönemde tedavi olmak çok önemlidir.
Birkaç günde geçmeyen bel ve boyun ağrılarında mutlaka uzman bir hekime başvurup gerekli incelemeleri yaptırmak gerekir. Bel ve boyun bölgesindeki düzleşmeler klasik röntgen grafileriyle kolayca tespit edilebilir. Düzleşmenin derecesi belirlendikten sonra kas gevşetici ilaçlarla birlikte 15- 20 seanslık bir fizik tedavi programı yakınmaların önemli ölçüde azalmasını sağlayacaktır.
Tedaviden sonra en önemli husus boyun ve bel egzersizlerine devam edilmesidir. Ayrıca duruş-oturuş bozukluklarına engel olmak, çalışma koşullarını iyileştirmek, öne doğru fazla eğilmemek, çalışma masasının yüksekliğini ayarlamak gibi önlemleri de almak gerekir. Bütün bunlar yerine getirildiğinde bel-boyun düzleşmelerini tedavi etmek ve daha ileri rahatsızlıkların ortaya çıkmasını engellemek mümkün olabilmektedir.